BİR DÖNEM DÜNYANIN EN ZENGİN İMPARATORLUĞUYDU. ATLANTİK ÖTESİNDEKİ SÖMÜRGELERİNDEN ELDE ETTİĞİ ZENGİNLİKLE DEVASA BİR DENİZ İMPARATORLUĞU KURAN İSPANYA, DENİZDEKİ HÂKİMİYETİNİ BİRLEŞİK KRALLIK’A KAPTIRINCA İBER YARIMADASI’NA KADAR GERİ ÇEKİLMEK ZORUNDA KALMIŞTI. 1936-1939 ARASINDA YAŞADIĞI İÇ SAVAŞIN ETKİLERİNİ İSE 20’NCİ YÜZYILIN SONLARINA KADAR İYİLEŞTİREMEYEN İSPANYA, BUGÜN YENİDEN DÜNYANIN EN GELİŞMİŞ EKONOMİLERİNDEN BİRİ OLMAYI BAŞARMIŞ DURUMDA. KOVİD-19 SALGINDA AĞIR YARA ALAN EKONOMİSİNİ HIZLA TOPARLAYAN ÜLKENİN 2025’TE, AB ORTALAMASININ DA ÜZERİNDE, YÜZDE 2,5 BÜYÜMESİ BEKLENİYOR. TÜRKİYE İLE GÜÇLÜ TARİHİ VE EKONOMİK BAĞLARI OLAN İSPANYA, MAKİNE TİCARETİ ÖZELİNDE DE TÜRK İHRACATÇILARINA BÜYÜK BİR POTANSİYEL SUNUYOR.

Akdeniz Havzası’nın girişinde, Güneybatı Avrupa’da yer alan İspanya, çok sayıda liman kenti ve turizm sayesinde ülkede yarattığı uluslararası trafiği ve krizlerden korunma amaçlı başlattığı ekonomik büyüme ve eşit istihdam politikalarıyla dünya ticaretine katılımını giderek artırıyor. Dünya Bankası İş Yapma Kolaylığı endeksi 2024 yılı sonuçlarına göre İspanya 30’uncu sırada yer alırken, nominal GSYİH'ye göreyse dünyanın 12’nci büyük ekonomisi ve satın alma gücü paritesi açısından dünyanın en büyük ekonomilerinden biridir. Diğer yandan ülke, Avrupa’nın altıncı, Euro Bölgesinin ise dördüncü büyük ekonomisidir. Birleşmiş Milletler İnsani Gelişme Endeksi'nde 25’inci ve Dünya Bankası kişi başına GSYİH'de 30’uncu sırada yer alan İspanya, yüksek gelirli bir ekonomi ve çok yüksek insani gelişme gösteren ülkeler arasında sınıflandırılmaktadır. The Economist'e göre İspanya, dünyanın en yüksek 10’uncu yaşam kalitesine sahip ülkedir. Bununla birlikte ülkenin en önemli yapısal sorunlarından biri kronikleşmiş yüksek işsizlik rakamlarıdır. 2025’te yüzde 11’e düşmesi beklenen işsizlik oranı, AB içerisindeki en yüksek orandır. İş gücünün yüzde 76’sının hizmetler sektöründe ve yüzde 20’sinin imalat sanayilerinde istihdam edildiği ülkedeki yüksek işsizlik sorunlarına rağmen İspanyol ekonomisi salgının ardından AB ortalamasından çok daha hızlı toparlanmış ve halen AB’den hızlı büyümesine de devam etmektedir. 

DÜNYANIN İLK KÜRESEL İMPARATORLUĞUYDU

İspanya topraklarında yapılan arkeolojik araştırmalar bu coğrafyadaki insan izlerinin 35.000 yıl önceye dayandığını göstermektedir. Ancak bölgenin bilinen yazılı tarihi MÖ 2.000’li yıllardan başlar. Erken antik dönemde İber Yarımadası'nda Keltler, İberler ve diğer Roma öncesi halklar yaşıyordu. Roma İmparatorluğu'nun yarımadayı fethetmesiyle birlikte Hispania eyaleti kuruldu. 8’inci yüzyılın başlarında ise yarımadanın büyük bölümü Emevîler tarafından fethedildi; bu dönemde İslami yönetim altında Endülüs, merkezi Córdoba olan güçlü bir bölgesel güç hâline geldi. Başta Asturias, León, Kastilya, Aragon ve Navarra olmak üzere Kuzey İberya'da ortaya çıkan Hristiyan krallıklar, zamanla güneye doğru ilerleyen ve bölgeyi yeniden Hristiyan nüfusla iskân eden askerî bir süreç olan Yeniden FetihReconquista hareketini başlattılar. Bu süreç, 1492 yılında Gırnata Emirliği'nin ele geçirilmesiyle sona erdi. Endülüs döneminde Müslümanlar İspanya ve çevresinde büyük bir kültür, sanat, ilim ve medeniyet tecrübesi ortaya koymayı başarmış, Avrupa’da etkileri bugüne kadar gelecek olan köklü bir miras bırakmıştır. 1492 yılında bölgedeki Müslüman hâkimiyetine son verilerek yarım milyonu bulan Müslüman ve Yahudi halk bölgeden sürülmüş, bu insanların önemli bir bölümü Osmanlı topraklarına sığınmıştır. 15’inci yüzyılın sonlarından itibaren İspanya, Avrupa’nın en önemli siyasi figürlerinden biri hâline gelmiş ve denizaşırı sömürgecilik hareketlerini başlatarak büyük bir sömürge imparatorluğuna dönüşmüştür. 1492 yılında kurulan İspanyol İmparatorluğu beş kıtada toprağa sahip olan dünyanın ilk küresel imparatorluğu kabul edilir. Ancak bir yüzyıl sonra, 16’ncı yüzyılın sonlarından itibaren sömürge faaliyetlerindeki öncülüğünü kaybeden İspanya, özellikle Atlantik Okyanusu’ndaki üstünlüğünü Birleşik Krallık’a kaptırınca hızla zayıfladı ve İber Yarımadası’ndaki topraklarına kadar geri çekilmek zorunda kaldı.

19’uncu yüzyılın ilk çeyreğinde Avrupa’da yaşanan Napolyon Savaşları’nın İspanya’da oluşturduğu zafiyetten istifade eden Küba ve Porto Riko dışındaki Amerika’daki tüm sömürgeler de birbiri ardına bağımsızlıklarını kazandılar. İspanya, 1914-1918 ve 19391945 yıllarındaki iki Dünya Savaşına da tarafsız kalmış ve çatışmaya girmemiştir. Ancak ülkedeki siyasi boşluk, İspanya’yı 20’nci yüzyılın en kanlı iç savaşlarından birine sürüklemiştir. 19361939 yılları arasında devam eden iç savaşta 1 milyondan fazla insan hayatını kaybetmiş, savaşın açtığı yaralarsa General Fransisco Franco’nun 1975’teki ölümüne dek sarılamamıştır. Franco’nun ölümünden sonra siyasi partilerin yeniden kurulmasına izin verilmiş ve anayasal monarşiye geçilmiştir. Böylece İspanya uzun yıllar devam eden baskıcı bir yönetimin ardından dışa açılım politikası izlemeye başlamış ve yeni bir yapılanmaya girişmiştir. 

EKONOMİSİNİ HİZMET SEKTÖRLERİ SIRTLIYOR

Gelişmiş bir ekonomiye sahip olan İspanya, 1,8 trilyon dolara yaklaşan GSYİH’si ile en büyük 12’nci ekonomi konumundadır. Yüksek işsizlik ve yoksulluk oranları ülkenin en önemli sorunları arasında yer alsa da ülkenin kişi başı yıllık geliri 32 bin doların üzerindedir. İspanyol ekonomisi hizmet sektörü üzerine kuruludur. İstihdamın ve millî gelirin yüzde 75’inden fazlası hizmet sektöründen karşılanırken, başta turizm olmak üzere bankacılık, telekomünikasyon, finans, enerji, inşaat ve altyapı gibi sahalar oldukça gelişmiştir. Ülke, bu alanlarda faaliyet gösteren çok sayıda küresel şirkete de ev sahipliği yapmaktadır. İstihdam ve millî gelirdeki payı yüzde 20’ler seviyesinde olan sanayi sektörü de ülke ekonomisi açısından hayati öneme sahiptir. Bu alanda öne çıkan sahalar otomotiv endüstrisi, tekstil, makine, gıda işleme, metal, kimya ve ilaçtır. Tarım sektörünün ekonomideki payı ise 1960’lardan itibaren azalmaya başlamıştır. Günümüzde tarımsal faaliyetler istihdamın ve millî gelirin yüzde 5’ten azını karşılar. Bununla birlikte İspanya dünyanın lider zeytin, zeytinyağı, üzüm ve şarap üreticilerindendir. 

KRİZLERDEN GÜÇLENEREK ÇIKTI

İspanyol ekonomisi 2008’in ikinci yarısında durgunluğa girmiş ve bu sorunlu dönemden ancak 2013’te sıyrılabilmişti. Bu dönemde iş gücü yasası, kamu hizmetleri ve finansal sektör reformuna yönelik önlemleri sıkılaştıran İspanya, diğer Avrupa ülkelerine göre rekabetçiliğini de yükseltmeyi başarmış gözüküyor. İhracat ve turizm gelirlerindeki rekor seviyelerin yanı sıra canlanan iç tüketim de İspanya ekonomisinin yeniden olumlu bir görünüme kavuşmasına katkı vermeye devam ediyor. Diğer yandan İspanya, Kovid-19 salgını süresince de önemli kayıplar yaşadı. 2020’de ekonomisi yüzde 11 daralan ülke, Avrupa’daki en kötü ekonomik durgunluğu yaşadı. Ancak 2021’den itibaren hızla toparlanan İspanya, aynı yıl yüzde 6,4, 2022’de ise yüzde 6,2 gibi AB ortalamasının çok üzerinde büyüme sergilemeyi başardı. Büyüme hızı 2023 ve 2024 yıllarında yavaşlamış olsa da İspanya’nın 2025’te yine AB ortalamasının üzerinde bir oranla yüzde 2,5 büyümesi bekleniyor. 

DİJİTALLEŞME VE OTOMASYON HEM ZORLUK HEM FIRSAT YARATIYOR

İspanyol imalat endüstrisini bekleyen zorluk ve fırsatlar ise dijitalleşme ve otomasyon teknolojilerinin Endüstri 4.0 çerçevesinde benimsenmesiyle verimliliğin, etkinliğin ve rekabet gücünün artırılmasına yönelik şekilleniyor. Ayrıca firma büyüklüğü farklılıkları, bölgesel eşitsizlikler ve beceri uyumsuzlukları gibi yapısal sorunların ele alınması, kapsayıcı ve sürdürülebilir endüstriyel kalkınmanın teşvik edilmesi açısından ön planda tutulmaktadır. 

İHRACAT VE İTHALAT KALEMLERİ ÖNEMLİ ORANDA BENZEŞİYOR

BM İstatistik Bölümü verilerine göre, İspanya 2024’te toplam 403,7 milyar dolar ihracat ve 451,3 milyar dolarlık ithalat gerçekleştirdi. Ülkenin en güçlü ihracat partnerleri Fransa, Almanya ve İtalya olurken, ithalatta en güçlü ilk üç ülke ise Almanya, Çin ve Fransa olarak sıralanıyor. Türkiye de İspanya’nın önemli ticaret ortaklarından biridir. 2024’te İspanya, Türkiye’ye 9,3 milyar dolarlık ihracat yaparken, Türkiye’den 9,7 milyar dolarlık ithalat gerçekleştirmişti. Diğer yandan ülkenin ihracat ve ithalat kalemleri de temel olarak önemli oranda benzeşiyor: ihracatta en önemli ürün grupları sırasıyla otomotiv ve yan sanayisi, makine ve aksamları, mineral yakıtlar ve yağlar, elektrikli makine ve ekipmanlar ile ilaçlar olarak sıralanırken, ithalatta öne çıkan ürün grupları ise mineral yakıtlar ve yağlar, otomotiv ve yan sanayisi, makine ve aksamları, elektrikli makine ve ekipmanlar ile ilaçlar olarak dikkat çekiyor. 

İKİLİ TİCARET GELİŞİYOR

Türkiye ile İspanya arasındaki tarihi ilişkiler aslen Osmanlı İmparatorluğu’na ve 15’inci yüzyıla kadar uzanıyor. Akdeniz’deki egemenlik çekişmesi çerçevesinde şekillenen ilişkilerde Osmanlı İmparatorluğu, 1492’de İspanya’dan ayrılmak zorunda kalan binlerce Müslüman ve Yahudi göçmene ev sahipliği yapmıştı. Bu dönemde Akdeniz’de tam bir hâkimiyet kuran Osmanlı ile İspanya arasında nihayet 1784’te barış anlaşması imzalanmış ve iki ülke arasında dostane ilişkilerin temeli atılmıştır. İki ülke arasındaki ilişkiler 1980’li yıllardan itibaren ivme kazanmış ve NATO müttefikliğinin de etkisiyle siyasi ilişkilerde yakınlaşma tesis edilmiştir. Tarihi geçmişten gelen ilişkilerin ticarete yansıması da olumlu olmuştur. 1990’ların ikinci yarısından itibaren ivme kazanan ikili ticarette ilk kez 2011’de 10 milyar dolar seviyesi aşılırken, 2024 yılında iki ülke arasındaki ticaret hacmi 19 milyar dolara ulaşmıştır. İspanya halen, Türkiye’nin ihracatından en önemli 13'üncü ticaret ortağıyken, ithalatında ise 12'nci sırada bulunuyor. 

MAKİNE TİCARETİ DE GELİŞME EĞİLİMİNDE

Ülkenin ekonomik verileri ve makine özelinde güncel ticaret rakamlarını incelediğimizde, BM İstatistik Bölümü verilerine göre İspanya’nın makine ihracatının, 2024’te yüzde 5,4 azalarak 32 milyar dolar olarak kayda geçtiğini görüyoruz. İspanya’nın en çok makine ihraç ettiği ülkeler sıralamasında ise ilk sırada 3,3 milyar dolarla Fransa, ikinci sırada 2,8 milyar dolarla ABD ve üçüncü sırada 2,6 milyar dolarla Birleşik Krallık yer alıyor. 2024’te Türkiye, İspanya’dan gerçekleştirdiği makine ithalatında 843,1 milyon dolarla 9’uncu sırada yer almıştı. Bu dönemde İspanya’nın Türkiye’ye gerçekleştirdiği 9,3 milyar dolarlık toplam ihracat içindeki makinenin payı da yüzde 9,1 olarak kayda geçti. Aynı dönemde İspanya’nın toplam ihracatının 403,7 milyar dolar olduğunu ve makine ihracatının toplam ihracattan yüzde 7,9 pay aldığını da söyleyelim. Diğer yandan, makine ithalatının, 451,3 milyar dolarlık toplam ithalattan yüzde 9,9 pay aldığı İspanya’da, 2024’te yüzde 0,05 artışla 44,7 milyar dolar tutarında makine ithal edildi. BM İstatistik Bölümü verilerine göre İspanya’nın en fazla makine ithal ettiği ilk 10 ülke listesinin ilk sırasında 8,5 milyar dolarla Almanya yer alıyor. Listenin ikinci sırasında bulunan Çin’den 7,8 milyar dolar değerinde makine ithal edilirken, üçüncü sıradaki İtalya’dan 2024’te ithal edilen makinelerin değeri ise 4,2 milyar dolar oldu. Bu dönemde İspanya’nın makine ithalatında 9’uncu sırada yer alan Türkiye’den de yüzde 3,5’lik düşüşle 1,1 milyar dolarlık ithalat gerçekleştirildi. Bu veriyle, İspanya’nın toplam 44,7 milyar dolarlık makine ithalatından 2024’te Türkiye’nin aldığı payın yüzde 2,5 oranında gerçekleştiğini; İspanya’nın Türkiye’den yaptığı 9,7 milyar dolarlık toplam ithalat içinde makinenin payının ise yüzde 11,4 olduğunu söyleyebiliriz.

İSPANYA İLE TİCARETTE DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER
1. İspanyolların iki isimleri, iki soy isimleri vardır: Baba ve annenin ilk isimlerinden oluşur. Muhatabınız izin verinceye kadar resmi bir şekilde hitap etmeniz gerekir. 2. Tanışmada kart değişimi yapılır. Kartvizitlerinizin bir tarafının İspanyolca olması iyi bir etki bırakır. 3. İspanyollar için kıyafet son derece önemlidir. Ayakkabılar ise kıyafetin en önemli parçasıdır. Bakımsız bir ayakkabı tüm kıyafeti berbat eder. 4. Siz konuşurken, İspanyollar konuşmanızı kesip araya girebilirler. Sabırlı olun, İspanya’da hiçbir şey aceleye gelmez. 5. İspanyolları bıktırmak istemiyorsanız İspanyol kültürünü ve özellikle de boğa güreşini asla eleştirmeyin. Katalanların bağımsızlık taleplerinden asla konuşmayın. 6. İspanya’da şirket yapıları fonksiyonel değil sosyaldir. Alt ya da orta düzeyli bir görevli karar almada etkili olabilir. Kurumlarda organizasyon şeması vardır ancak çok da uyulduğu söylenemez. Bazen orta düzeyli bir görevli tepe yöneticiden daha fazla yetki sahibi olabilir. Ancak çoğu aile şirketinde hiyerarşik yapı hâkimdir. Kararlar en tepede alınır. Söz verildikten sonra yazılı anlaşma aşamasına geçilir. 7. İspanyollar toplantılarında İspanyolca konuşulmasını isterler, İngilizce konuşulmasını pek beklemeyin. 8. Kişisel nitelikleriniz, diplomalarınız, teknik bilginiz, profesyonelliğiniz ve uzmanlığınızdan önde gelir. İspanyollar iş yapacakları kişileri çok yakından tanımak ve güven duymak isterler. İş görüşmelerine ancak belirli bir güven tesis edildikten sonra geçilir. Görüşmelerde size ailenizle ilgili sorular sorulabilir. 9. İspanya’da çalışma saatleri biraz esnetilmektedir. Öğlen üç saate varan öğle yemek arası artık daha kısa olarak uygulanmaya çalışılmaktadır. Amaç insanların daha erken özel yaşamlarına geçmeleridir. Bu uzun öğlen arasının yanı sıra günde iki ya da üç kez verilen uzun kahve molaları da vardır. Çoğu şirket cuma öğleden sonra tatil edilir. 10. Öğlen ve akşam yemekleri İspanyol iş kültürünün çok önemli bir parçasıdır. İş yemekleri, iş ve kişisel dostlukların kurulabilmesi için en önemli etkinliklerdir.
Kaynak: 1Özkan Aydın, Uluslararası İş Kültürü, Sayfa 166-171, 2Ticaret Bakanlığı, İspanya İş Kültürü Sayfası